Günümüzde sansür uygulamalarının ve kavram çarpıtmalarının siyaset, ekonomi vb. önemli alanlarda en ileri düzey stratejiler olarak uygulanmaya başlaması ile, devletlerin toplumsal anatomileri ulus – kültür ilişkisi bağlamında değişmekte ve dönüşmektedir. Özellikle ulus devlet olma kavramında karmaşıklık yaşayan toplumlar, iktidarların uyguladıkları bu yeni stratejilerle dönüştürülmeye açık birer alan haline gelmektedirler.

 

İktidarlar, bilinç ve aydınlanma gibi filtreleri pas geçerek gelen toplumsalın üyelerinden oluştuğu zaman, bu durum iyice sertleşen, samimiyetsiz politikaların egemen olmaya başladığı bir iktidar aurasını oluşturmaktadır. Toplumların bu türden iktidarları üretmesiyle; sosyo – kültürel algıları hızlı bir biçimde dönüşüme uğrayabilir, toplumda yüksek tahribatlar oluşabilir.

 

 

İktidar tüm bu dönüşümleri; siyasete, dile, kültüre ait temsilleri yerinden ederek temelsiz, zeminsiz yapılanmalar üzerinden gerçekleştirir. Bu hamleler, bir tür karartma olarak okunabilir. Bu türden bir karartma, sahte bir savaş durumuna işaret ettiği gibi, bu sahte duruma karşı alınan önlemler bütünü olarak toplumsalın algısına sunulabilir...

 

 

Toplumsalın algısını dönüştürmeye yönelik bu hareket, özelde kitle iletişiminin gücü ile gözümüzün önünden bir bir akıp geçen trajik görüntülerde, gündelik hayatın akışı altında ezilenlerde, genelde ise değişen kavramlarda, tarihe ve güne yön veren büyük laflarda ve söylemlerde izlenebilir...

 

 

Fırat Engin tüm bu tespitleri, kendi sanatsal dili ile kurguladığı farklı malzeme ve teknikler kullanarak oluşturduğu temsiller ve metaforlar üzerinden “karartma” başlıklı sergisinde bir araya getirmektedir.