Art On İstanbul, ziyaretçileriyle 14 Aralık 2024 – 11 Ocak 2025 tarihleri arasında Art On
İstanbul Piyalepaşa’da Ekin Kano'nun "Tereddüt Ettiğin Yer" isimli solo sergisi ile buluşuyor.
Sergi, sanatçının İstanbul ve Paris’te ürettiği resim, baskı ve seramik heykelleri içeriyor. Kano,
çalışmalarıyla izleyiciyi tekinsiz bölgelere davet edip insan ve insan olmayanın arasındaki belirsiz
sınırlarda dolaştırmaya devam ediyor. Gözeneklilik ve geçirgenlik temalarını ele alan sergi, manzara,
beden ve farklı varoluşsal haller arasındaki geçirgen sınırları irdelediği bir araştırmanın ürünü. Kano,
eserlerinde zeminle kurulan fiziksel ilişkiden ilham alarak, geçirgenliğin hem fiziksel hem de metaforik
boyutlarını inceliyor.
Çağımızın önde gelen filozoflarından Michel Serres ile anılan gözenekli oluş (porous becoming)
disiplinlere, düşüncelere ve mekân-zamanlara sınırlar dayatmayı reddederek, keyfi kategoriler
üzerinden konuşmayı durdurmaksızın, kanallar boyunca geçişlere olanak tanımak anlamına gelir. Bu tür
bir geçirgenlik, verimsiz bir kaosa düşmek yerine yeni bağlantılar kurar ve düşünsel figürler aracılığıyla
yeni yollar bulmak için özgürlük sağlar. Geçirgen sınırlar, hareketi, akıntıları ve biyolojik ile toplumsal
arasındaki etkileşimleri mümkün kılar.
Serres, "içinde bulunduğun her ne faaliyet olursa olsun, beden sezgi, hafıza, bilgi, çalışma ve en
önemlisi icat için bir araç olarak kalır" der. ([1999] 2011, 34)1 Ona göre beden, bilmenin, hissetmenin ve
yapmanın temeli olarak var olsa da, tam ve nüfuz edilemez bir yapı değildir; aksine, geçirgendir.
Dünyada hareket ederiz, onu yeniden inşa ederiz, büyütürüz. Serres, hayat ve ölüm arasındaki karmaşık
ilişkiyle, enerjinin ve bilginin aktığı akıntılarla, insan dünyalarını üreten bu dinamikle büyülenir.
Ekin Kano da Serres’nin adımlarını takip edercesine, “dünyada ve arka dünyalarda, cesur soyutlamalar
içinde, manzaralarda, kültürlerde ve dillerde dolaşır” ([1991] 1997, 32). Yaşam ve ölüm arasındaki eşikte
durur. Bedenini ve bakışını hayatın gözeneklerine daldırır. Tekniği, her geçen gün şeyleri öğrenmenin
serüvenine açık bir vaziyette, arada ve tereddütle dönüşür. Çalışmalarında bireyin “kendi” deneyimi ile
süregelen evren arasında bir temas alanı yaratır; diğer bilgi biçimlerine, duygulara, dokulara ve yaşamın
atmosferlerine dokunur. Bu sergide yer alan muğlak beden formları, bir taraftan hissedilen varlıklar
olarak, diğer taraftan ise mekânlar ve kırışıklıklar, yakınlıklar, nüfuz etmeler ve karışımların sezgisiyle
titreşir. Bu titreşim aynı zamanda, muhtelif bedenlerin nefes alıp verme hallerine de işaret eder ve
solunumun “dünyanın akışını yönlendiren düzenleyici bir dönüşüm ilkesi”2 olarak yorumlanmasını mümkün kılar.
1 Serres, Michel. (1991) 1997. The Troubadour of Knowledge. Translated by Sheila Faria Glaser and William Paulson.
Ann Arbor: University of Michigan Press.
2 Jullien, François. 2012. The Great Image Has No Form, or On the Nonobject through Painting. Chicago: University of Chicago Press
Sergi Yazısı: Ezgi Hamzaçebi